Birsen
HOŞVER
Şehit Düştüğü Tarih: 22 Ağustos 2002
Şehit Düştüğü Yer: Ankara Numune Hastanesi
Doğduğu Tarih: 1970
Doğduğu
Yer: İstanbul
(Aslen Rize Pazar’lıdır)
Mezar Yeri: Karşıyaka Mezarlığı, Ankara
Malatya
hapishanesinde 26 Eylül 2001’de ölüm orucuna başlayan Birsen Hoşver,
Ankara’da 22 Ağustos’ta şehit düştü. Yazdığı mektupta, “bu zamanda direnmekten başka
seçenek yok” diyordu direnişin 94. şehidi.
Birsen
Hoşver (Asıl adı böyle olmasına karşın, aile ve yakın
çevresinde Melek adı da kullanılmıştır.), 1970, İstanbul doğumludur. Asıl
memleketi Rize Pazar’dır. Laz milliyetinden olup, ana dili Lazcadır. İlk, orta
ve liseyi Kartal’da okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya
fakültesine girmiş, bu dönemde gençliğin mücadele ve örgütlenmeleri içinde yer almıştır.
Bu
mücadelesi sırasında gözaltına alındı, aylarca tutsak kaldı. Tahliye olduğunda,
kendini bütünüyle mücadeleye verdi. 1995 yılında okulundan ayrıldı. Gençlik
örgütlenmesi içinde, halkın değişik kesimlerinin mücadelesi içinde yer aldı.
Her yerde işkenceler, tutsaklıklar yaşadı.
Halk
kurtuluş savaşçısı olmaya karar vermesinin ardından 1997 Eylül’ünde gerillaya
katıldı. Dersim kır silahlı propaganda birliklerimizde yer aldı. Gerillaya
katılışından 18 ay sonra, 5 Şubat 1999’da tutsak düştü.
Tutsaklığı,
işkencecilere, katliamcılara karşı yeni bir mücadele süreciydi.
Bundan
sonrasını, onun ölüm orucu gönüllülüğünü anlatan mektubundan aktaralım:
“19 Aralıktaki günler çok başka geçti benim
açımdan. Kendimi, süreci daha iyi gördüm. Çok büyük ve görkemli bir direnişin
içerisindeyiz. Bu kadarına kimse cesaret edemezdi herhalde. Ama biz başarıyoruz.
Bütün bunlar bana çok büyük bir güç veriyor. Özellikle dışarıdan verdiğimiz şehitler
bambaşka... Bu zamanda direnmekten başka seçenek yok. Canlarımıza birer ikişer
kıyıyorlar. Onlara çok üzülüyorum. Kendilerini feda ediyorlar ve sırada daha
çok var.
Gencecik yaşlı kadın erkek, böyle
bir zamanda kendini öne sürüyorlarsa ve can verebiliyorlarsa daha fazla
konuşacak şey yok demektir. Ben de bu direnişin içinde yer almalıyım.
Çoğu o kadar genç ki yaşamlarının
baharındaydılar. Belki de başka memlekette çocuk derler ama onlar öyle bir
sorumluluk üstlenecek kadar olgunlar. Onların pırıl pırıl
hallerini düşünüyorum da gerçekten de çok üzülüyorum... Direniş çok farklı
aşamalara girdi, ortada büyük bir kararlılık var. Son adam
kalmayana kadar. Bunlar çok büyük bir gücü ifade ediyor. Kazanacağımıza
dair sonsuz bir inancım var. Hem zafere hem devrime.
Uzun lafın kısası insan onuruna
ve namusuna sahip çıkmalı. Hazırım ben de olmalıyım.”
O
da yüzlerce yoldaşı gibi, sırası geldiğinde, 26 Eylül 2001’de, 7. Ölüm orucu ekibi
direnişçisi olarak ölüme yattı.
Malatya
Hapishanesi’ndeyken, direnişini kırmak için kaçırıldı, adli tutukluların yanına
konuldu, tek başına tecrit edildi. Ama yukarıdaki satırların sahibinin
direnişini kırmaları mümkün değildi. Kıramadılar.
Büyük
direnişin kahramanlarından biri olarak 22 Ağustos’ta Ankara Numune hastanesinde
ölümsüzleşti.
(Birsen Hoşver’e ait yukarıdaki özgeçmiş bilgileri, DHKC Basın
Bürosu’nun 22 Ağustos 2002 tarihli, 268 No’lu
açıklamasından alınmıştır.)
Birsen
Hoşver'den Parti'ye:
Partime,
Öncelikle
tüm yoldaşlarımı, Partimi selamlıyorum. Şehitlerimizin önünde saygıyla
eğiliyorum. Ben böyle zamanlarda ne diyeceğimi şaşırıp elim ayağım birbirine
dolanır. Şu anda öyleyim. Yani çok heyecanlıyım. Önceden bir hazırlık yapmadan
yazıyorum. Ö.O.da olduğum için gurur duyuyorum ve çok mutluyum. 20 Ekim'de
süreç direnişimiz başladığında Ö.O.nda olacağımı
düşünmedim. İstemediğimden değil, kendime güvenmediğimdendi. Bu zaman içinde
çok şey yaşadık, çok büyük kahramanlıklar gördük. Kendini feda etmenin en güzel
en kahramanca örneklerini yaşadık. Yeni değerler, güzellikler. Ben bunlardan
çok etkilendim. Öylesine fütursuzca öne atıldı şehitlerimiz. Bizleri, beni
sarstı hatta baştan ayağa sarstı. Şimdi Ö.O.dayım. ve
çok mutluyum. Layık olacam bu onura. Öyle bir zamanda
yaşıyoruz ki dünyanın her tarafında dengeler değişiyor. Emp.
tüm güçleriyle halklara saldırıyor. Yaralı bir hayvan
gibi tüm yarasıyla saldırıyor. Bu saldırıları halklara, devrimcilere, devrimci
örgütleredir. Emp. saldırısı
karşısında direniş ise bizi daha da güçlü kılıyor. Direnişimiz dünyada eşi
benzeri görülmemiş bir direniş ve biz kazanacağız. Devrimci yaşamımda birçok yanlış
yaptım. Düştüm, kalktım. Genelde sorunlar yaşadım ve yaşattım. Partim her
düştüğümde hep yanımdaydı. Ayağa kalkmamı sağladı. Şu anda da içinde bulunduğum
koşullarda, Partim, yoldaşlarım hep yanımda yol gösteriyor. Düşmanın
saldırıları arttıkça yoldaşlarıma daha güçlü sarılıyorum. Partimi, yoldaşlarımı
çok seviyorum.
***
Birsen'in
bir şiiri:
Havada yoldaş Sesi var.
Yürekte Zafer Ezgisi
Can teni neylesin
Vucutta Vatan Kavgası var.
Gökkuşağı dağlar el
verir.
Gökyüzünden attı
köprüsünü
Renkleri inanç, Renkleri
feda
Renkleri kahramanlık
Renkleri yürek, Alev
Toprakta Sevda kokusu var
Yağacak Canlar üstüne
Zafere yeminli yürekler
Patlıyor Filizlerde
Toprakta Sevda kokusu var
Çiçekte yağmur ezgisi
Gönül aşka düşmüş
Vucutta Alev dansı var
Toprakta Sevda kokusu var
Burcu Burcu
Türkü yakar
Çiçek Suyu neyler
Vücutta Alev Alev Türkü var"
(Birsen Melek Hoşver)
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...